Translate

1 Aralık 2009 Salı

Bayram İzleri

Çok şükür kurban bayramını sağlıklı sıhhatli ağız tadıyla atlattık.Benim için biraz yorucu olsa da çok keyifli anılar bıraktı üzerimizde...


Bayramın ilk günü kayınvalidemde kahvaltı ile başladı, kurban telaşı ,biraz ziyaret ve akşam yemeğini annemde yememizle son buldu. İkinci günüde ziyaret etmemiz gereken birkaç tanığımızla bayramlaştıktan sonra baktık Heykel'deyiz ikindi vakti de geldi namazımızı Ulucami'de kılalım dedik. Fotoğraflar Ulucami'nin içinden (çok fazla fotoğraf çekemedim ibadetim o kadar lezzetli geldi ki gözüm bir şey görmedi... )



Ulucami'den çıktıktan sonra dağdaki evimize çıktık. Oradaki komşularımızla da bayramlaştıktan sonra getirdiğim eşyaları yerleştirdim tam çay suyunu koyduuuum tık tık kapı sesi arkadaşlar bayramlaşmaya gelmişler. Hemen mutfağa yemek hazırlığına...yemek telaşı kahve,çay faslı muhabbet derken saat bir gibi kalktılar. Apar topar ortalığı toplayıp ertesi sabah kahvaltı için bir şeyler hazırladım çünkü kahvaltıya misafirim gelecekti...



Üçüncü gün çoluk çombak on beş kişi kahvaltımızı ettik ardından kahvelerimizi içip off-road yapmaya gittik.(aşağıda gördüğünüz fotoğraflar off-roada ait) Bu ağacın altında mangalımızı yaktık sucuk ekmeğimizi ve şekerimizi yedik.(Bu marshmallows şekerleri yabancı filmlerde hep görürdüm. Kamp ateşinde kızartıp afiyetle yerlerdi benim de ağzımın suyu akardı tatlıya hiç dayanamam çünkü. Sonunda marketin birinde denk gelip hemen sepete attım ve gördüğünüz gibi yemek kısmet oldu.)


(Acayip güzel bir lezzet muhakkak yemenizi tavsiye ederim. Aman ha dikkat edin diliniz yanmasın.)



( Üstteki büyük ağacın kökleri)

Neyse lafı çok uzattım akşam altı gibi eve geldik on dakika geçti geçmedi arkadaşlardan telefon "müsaitseniz on dakika sonra sizdeyiz" tabi hemen "buyrun" dedik. Yine akşam yemeği telaşı, kahve,çay faslı muhabbet derken yarım gibi kalktı misafirlerimiz. Ardından ben yine ortalık toparla kahvaltı için bir şeyler hazırla (poğaça ve ev yapımı ekmek) neden çünkü kahvaltıya misafir var (bir gün öncemin dejavusunu yaşadım sanki.)


Dördüncü gün on buçukta kahvaltı masamı hazırladım on iki kişilik misafirlerimi yüzümün akıyla ağarladım.(kahvaltıdan sonra kahve,çay,çekirdek faslı bir kaç el okey,akşam yemeği derken saat yedi buçukta herkes evine gitti.)

Ben yine apar topar ortalığımı topladım süpürdüm eşyalarımızı hazırladım ve Bursa'daki evimize indik. Çocukları yıka uyut, kirli çamaşırları yıka, as ve yat. Kısaca dört günüm.


Hayat eşle dostla paylaşmakla güzel nekadar yorulsada insan o kadar tatlı bir yorgunluk ki bu...
başka söze gerek var mı?Daima sevdiklerinizle olmanız dileğiyle...

2 yorum: